TRABZONDA YAŞANMIŞ GERÇEK OLAYLAR

( Namın tuttu Tonya’yı)
Vakfıkebir Tonya yolu üzerinde Karsu Köyü’nde Kavazın Kahvesi varmış. Kahvenin bir köşesinde gece gelenlerin yatmaları için bir iki yataklık yerde varmış. Sabahleyin gelen yolcular kahvenin kapalı olduğunu göründe Kavaz uyanmadı diye Kavaz, Kavaz diye bağırmışlar ses çıkmayınca kapıya vurmuşlar kapı kendiliğinden açılmış içeriyi bakmışlar ama kimse yok, dikkatlice bakınca Kavazın yerde yatan cesedini görmüşler. Dikkatlice bakınca kesildiğini fark etmişler. Durum jandarmaya aksetmiş, yapılan inceleme neticesinde cesedin yanında bezden yapılmış bir bandaj bulmuşlar. Kesen kişinin parmağından düştüğü anlaşılmış. Uzun ve gizli araştırmalar sonucu bir kadının giymiş olduğu elbisenin iç takımının aynı bezden dikildiği anlaşılınca kadının kocası gözaltına alınmış.
Yapılan sorgulama sonucu adam suçu kiminle işlediğini söylemiş. İdama mahkûm edilmişler. Bu günkü Trabzon Belediyesinin önündeki çınar ağacına ipler atılmış darağacı kurulmuş. Sehpaya çıkarılmışlar. Bir arkadaşları daha varmış ama olaya karışmamış. Gidip arkadaşlarım nasıl asılacak diye merak ederek Trabzon’a gelmiş. Alanın bir köşesinde yerini alıp, gülerek alana bakıyormuş. Bunun böyle gülmesini darağacında bekleyen arkadaşı görmüş ve hemen görevlilere bağırarak durun şu köşede duran arkadaşımızda bizimle beraberdi yakalayın onu demiş. Adam yakalanarak darağacının altına getirilmiş. Her ne kadar benim haberim yoktu söylese de iki mahkûmun sözleri ile sehpaya çıkarılmış ip boğazına geçirilmiş. İki katile dönerek Allahtan bulasınız beni mahvettiniz deyince. Katilin biri şu tarihe mal olmuş cevabı vermiş. “ Oğlum meşhur oldun meşhur, tarih boyunca senden bahsedecekler. Bak şimdiden namın tuttu Tonya’yı” İki katil bir suçsuz odada asılarak idam edilmiş.
Xxxxxxx
BENİM DOMUZUM
Çaykara’nın Çayırbaşı Köyüne domuzlar dadanmış köylüler ne yaptılarsa ekinlerini kurtaramıyorlarmış. Oturup düşünmüşler, bizi kurtarırsa ancak Maçkalı Kayışoğlu kurtarır, ısmarlayalım gelsin demişler. Maçka’ya haber salmışlar. Bir Cuma günü Maçkalı Kayışoğlu yanında iki adet köpeği, iki adet tüfeği ve çapraz arması ile köye gelmiş, köpeklerini bağlayarak namaz için camiye girmiş. Geldiğini duyan yaşlı kadınlarda caminin kapısında toplanmış. Namaz bitmiş dışarı çıkılmış, hoş sefa faslından sonra Kayışoğlu çağırtınız geldim. Domuzları vururum, köyünüz kaç hanedir diye sormuş. Köylülerde seksen haneyiz, bizden ne ücret istersin diye sormuşlar.
Kayışoğlu: Köpeklerim için iki öğün yal, kendim için üç öğün yemek, sağ elini yukarı kaldırıp yumruk yapıp sol göğsüne vurarak, hane başı beş lira isterim demiş. Köşede oturup konuşmaları izleyen Fadime hala Kayışoğlu’nun göğsüne vurduğunu görünce yanındakilere ne deyu ne deyu diye sormuş. Kayışoğlu’nun söyledikleri ona anlatılınca ayağa kalkmış.
Ellerini açıp yukarı kaldırarak şu meşhur sözü söylemiş” Kurban olayım benim domuzuma her akşam gelir yer bir mısır gider. Bu ise istiyor hepsini” Bu söz üzerine anlaşma bozulur. Kayışoğlu Maçka’ya döner.
Xxxxxx
HIRSIZ AHMET
Esiroğlu’nda bir adamın arazisine Fötör Ahmet diye birisi el kor. Mal sahibini oraya yaklaştırmaz. Konu adli makamlara intikal eder zamanın Maçka Hâkimi keşif kararı verir. Keşif günü Cuma günüdür. Hâkim Bey namaz çıkışını ayarlar ve çıkış saatinde kapıda jandarmaya tertibat aldırır. Camiden çıkan yaşlıları bir tarafa ayırır. Kendilerine tek tek yeminle bu arazi kimindir diye sorar. Hepsi arazi Fötör Ahmet’indir der. Dışardan birisi, Hâkim Bey bunlar az önce camiden çıktılar ve yemin ettiler. Bunlar Allah’ın Müslümanı değil Fötör Ahmet’in Müslümanıdırlar. Bana da Hırsız Ahmet derler. Bu arazi Fötör Ahmet’in değil dava açan kişinindir der.
Bu söz üzerine Hâkim Bey kahveciye dönerek: yapın bana Hırsız Ahmet den bir kahve diye seslenir. Mahkeme hırsız Ahmet’in bu sözü üzerine sonlanır. Hakiki sahibi arazisine kavuşur.