TOPLUMLARI GELİŞTİRMEK VE DEĞİŞTİRMEK
TOPLUMLARI GELİŞTİRMEK VE DEĞİŞTİRMEK

TOPLUMLARI GELİŞTİRMEK VE DEĞİŞTİRMEK ASIL EN GÜZEL SANATLA OLUR
Toplumları geliştirmek ve değiştirmek laflarını çok duyarsınız amma hiç
öyle güzel bir gelişme ve değişme olmuyor..Çünkü işin içine politika karıştırılarak sirkenin
balı bozuşu gibi toplumlar gelişeceğine,değişeceğine daha çok yozlaşıyor..Çünkü:Değişmek
ve gelişmek lafları edenler bu işin asıl sanatla olması gerektiğini bilmiyorlar.Asıl yanlışlık
burada.
Bir de şu var.Sadece toplum değil,sanat da yozlaştırılarak aslından
uzaklaştırıldı.Hatta son zamanlarda hazırcı,okumaz –yazmaz ve sanatsız hale gelen toplumda
birbirine “kaç kitap okudun ?” yerine “kaç kitap seyrettin?” sorusunu sormaya başlayanlar
bile var.Dahası da var:Gazetelerde “kitap zehirlenmesi” başlıklı makalelere de rastlar
olduk.Demek ki inançlar,duydular,zevkler zehirli ve bozuk hale geldi,tertemiz yaratılan
fıtratlar kirlendi ki zehirlenme dahi söz konusu.Elbet de sanat zehirli olursa toplumlar
da zehirlenir.Mideye zehirli gıda koyanların biyolojik olarak bünyeleri zehirlendiği gibi
ruh,gönül ve zihinlerine bozuk bilgiler koyanların da psikolojik ve pedagojik olarak manevî
bedenleri de zehirlenir.Şimdi yaşanılan işte bu kirli uygulamadır.
Gerçek de sanat tabii gıdalar gibi tertemiz ve mikropsuz yaratılmıştır.Demek
ki :yaratıcının ilâhî ve tabii kanunlarına zıt yönlendirmeler var..Kur’ânı- Kerîm de ise
meselâ :resim sanatı için:”Allahtan güzel boyatan,Allahtan güzel boyası olan kimdir?”
mealinde birkaç âyet-i Kerime var.Ayrıca Cuma günleri Hatip hutbeden inerken “Allah
ne sanatlar yaptığınızı bilir mealindeki bir âyetle hutbeyi sonlandırarak minberden
iner.Peygamberimiz de “SANAT FAKİRLİKTEN EMANDIR” buyurarak sanatlı toplumların
çok zengin olamasalar dahi hiç fakirlik yüzü görmeyeceklerini haber vermiştir.
Peki bugünkü sanatkârlar neden fakir haldedir.? Çünkü:Sanatlar
inşaatlara ,taşlara ve de rantlara kurban edilmiştir.Yazarlara ,sanatçılara,icâd ve keşif
yapanlara bankalarda kredi hakkı var mı?Elbette yoktur.Lüzumsuz faizli işlere ise
çoktur.Sorun asıl burada..Bizim Trabzon’da bir sanat mekânı,yeterli bir kültür veya sanat
sarayı var mı?Gerçekte SANAT KÜLTÜRÜN UYGULAMASIDIR.Tarihte ölü ve diri iki
bini aşkın sayıda yazar,şâir ve sanat erbabı yetiştiren Trabzon’da sanat işleri Vali evinin
araba garajından bozma yetersiz bir saloncukta icra edilmektedir.
Nedir bu sanat branşları? Kültüre dahil olan her şeyin bir branşı var.Herkes
kendi işini yaparak sanat hüneri gösterir. Sanat çeşitlerine bakalım.Şöyle sayabiliriz:Yazarlık
Sanatı,Resim-Heykel Sanatı ,Müzik sanatı,Karikatür –Mizah Sanatı-El sanatları –Cilt sanatı-
Ziraat –Çiçekcilik-Bahçecilik Sanatları-Mimarlık Sanatı- Ustalık sanatı –Konuşmak(Hitabet)
San’atı
Güzellik Sanatı-Sinema Sanatı-Ahşap Sanatı gibi .Sanatta mahir olan toplumlar hemen her
konuda ihtiyaç nisbetinde,zaman sürecinde ilerledikce,fert ve toplum olarak kolayca gelişir
ve kolayca değişirler.Bu gelişme değişme kalkınma ve mutluluk sağlayan bir gelişim ve
değişimdir.Toplumu bozmak sanatkârlık sayılmaz.Sanatı kötüye alet edip kullanmak olur..
Buna asıl, sanatsızlık denir.