DEKOVİL HATTI

Cemal Azmi Bey'in şehadetinin 80'nci yıl dönümü vesilesiyle İçişleri Bakanlığı Türk İdare dergisinin Haziran 2002 tarihli 435'nci sayısında (s. 247-268) dekovil hattı ile ilgili şu bilgilere yer veriyor:
1914 yılında Trabzon, demiryolunun dekovil denen ibtidai şekliyle tanıştı. Birinci Dünya Harbi esnasında Kafkas Cephesi'nde i görev yapan Üçüncü Ordu'ya yapılacak sevkiyat için yegâne müsait yol Trabzon Erzurum yolu idi. Başkumandanlıkça, Üçüncü Ordu'nun ihtiyaç duyduğu silâh, teçhizat, mühimmat, gıda ve giyecek gibi malzemeden her gün 150 ton eşya ve erzak bu yoldan sevk edilmesi plânlanmıştı. Bu plân gereği seferberlik ilânı öncesi bu yolun mevcut durumunu düzeltmek gereği duyuldu ve sevkıyatta kullanılan insan, hayvan ve otomobil gücünün yanına demiryolunun da eklenmesine karar verildi. İlk etapta Trabzon'dan Maçka'ya, oradan da Hamsiköy'e bir dekovil hattı yapılabilmesi için gerekli malzeme Trabzon'a gönderildi.
Adını mucidi Paul Dekauville'den alan, 0,40-0,60 m. ray aralığı bulunan bu demiryolunun yapımı için gerekli malzemenin ebadı küçük, montajı kolaydı. O nedenle seferberliğin başlamasıyla birlikte gönderilen bu malzeme ile Trabzon - Hamsi köy dekovil hattı inşaatı hızla başladı. Vali Cemal Azmi Bey önderliğinde Trabzonluların fedakâr gayretleri sonucu Ocak 1915 tarihinde tamamlandı. ; Hattın Zigana Köyü'ne kadar devamı istenmişse de yoğun kar yağışı çalışmaları engellediğinden vazgeçilmiştir. Daha sonra Bekçiler mevkiinde son bulmuştur.
Vali Cemal Azmi Bey'in ve Trabzon İhraç Kumandanı Ferik Neşet Bey'in mükerrer taleplerine rağmen bu Ihatta lokomotif gönderilememiştir. Vagonları çekmek üzere lokomotif temin edilemediğinden bu işlevin hayvanlarla görülmesi düşünülmüş, ancak yeterli hayvan bulunamadığından vagonlar insanlar tarafından çekilerek nakliyat sürdürülmüştü'
Trabzonlu, harp vesilesiyle, ilkel de olsa, lokomotifi kendisi olmak şartıyla, demiryolu ile tanışmıştı. Ancak, bu hatta ve olağan üstü gayretlere rağmen Trabzon'dan Üçüncü Orduya günde azamî 40 tonluk sevkiyat yapılabiliyor, bu ise ihtiyacın çok altında kalıyordu.
I Vali Cemal Azmi Bey ve ekibi nakliyede yaşanan bu zorlukları aşmanın yolunu, halkla bütünleşmekte ve onlarınn vatan sevgilerini harekete geçirerek insanüstü bir gayretle çalışmalarını sağlayacak teşkilâtları kurmakta buldular. Bu teşkilâtların en önemlilerinden birisi Hamal Taburları idi. O ünleri yaşayan Mustafa Reşit Tarakçıoğlu bu taburlar ve nakliyat hakkında şu bilgileri veriyor:
"Karkas cephesine gönderilmek üzere İstanbul'dan yük veya savaş gemileri ile Trabzon Limanı'na gelmiş olan türlü savaş eşya ve araçlarını vakit geçirmeksizin çarçabuk gemilerden iskeleye çıkarmak ve oradan da Erzurum'a gönderilmeleri için iskele üzerinde uzun boylu alıkoymayıp Maçka'ya doğru şehirden uzaklaştırılmaları lâzımdı. Zira, Trabzon'a oldukça yakın bulunan Batum Limanı'ndan bir Rus denizaltısın Trabzon Limanı'na sokularak savaş gemilerimizi torpillemeleri veya savaş gemilerinin iskeleye yığılmış olan malzemeleri top ateşine tutarak yok etmek ihtimalleri vardı.
İşte bu nedenlerden ötürü boşaltma ve kaldırma hazır kuvveti olarak "Hamal Taburu" adı altında bir tabur Meydana getirilmişti. Bu tabura denizcilikte veya hamallıkta yetişmiş olan genç askerler alınmakla beraber, aralarına boyun bağlı tüccar çocukları da sıkıştırılmıştı. Hamal Taburu erleri evlerinde yatar, çoluk çocuklarının sofralarında yemeklerini yer, ölüm tehlikesinden ve gurbet hasretinden uzak olduğu için her genç bu tabura girmek için bin kapının tokmağına sarılırdı.
Gemilerden cephane sandıkları iskeleye çıkarılıp yığılınca, bunların bir an önce arabalara yükletilmesi için yalnız Hamal Taburunun erleri değil, başta Trabzon'un vatanperver, gayretli Valisi Cemal Azmi Bey olmak üzere, sivil halkın sandıkları omuzlayıp taşıdıklarını gözümle gördüğüm gibi, o çalışmalara ben de bir kaç defa katılmıştım'
Trabzon eski valisi Cemal Azmi Bey (Mehmed Cemal Azmi) 1868 yılında Arapkir'de'9' dünyaya geldi. Babası Difteri-i Hâkanî (tapu idaresi) müdürlerinden Osman Nuri Bey, annesi Gülsüm Hanım'dır. İlk tahsilini Arapkir'de, orta tahsilini İstanbul Mahmudiye Rüşdiyesi'nde ve Mülkiye Mektebi'nin İdâdî kısmında tamamladı. 1891 yılında ise Mülkiye Mektebi'nin yüksek kısmını iyiye yakın (Karib'ül-a'lâ) bir derece ile bitirdi. Ali Çankaya, Fransızcaya vakıf olduğu, Ermeniceye de âşinâ olduğunun sicilinde kayıtlı olduğunu belirtmektedir
Cemal Azmi Bey, ön adıyla Mehmed Cemal Azmi Bey, tarihimizin en buhranlı dönemlerinden olan 1890 -1918 yıllan arasında mülkî amirliklerde bulunmuş, özellikle Birinci Dünya Harbi boyunca yürüttüğü Trabzon Valiliği görevindeki başarılarıyla tanınan, dirayetli, korkusuz, fütursuz, fedakâr, kararlı, azimli ve müstakim karakteriyle temayüz etmiş bir idarecidir.
Cemal Azmi Bey Trabzon'daki görevinin henüz tamamlanmadığını ve yapılacak çok iş olduğunu İç İşleri Bakanlığına bildirmesine rağmen İstanbul'a çağrılır. Bu konuda ısrarcı olunca Nisan 1918'de henüz Ordu'da ikengörevinden alınır. Ailesi beraber İstanbul'a dönmek zorunda kalır. Nihayet savaşın kaybedildiğine inanmış olan ittiat ve terakki yöneticileri
İstanbul'daki bir Alman destoyerine (gemi) binerek Almanya'ya iltica ederler. Talat Paşa, Cemal Paşa, Enver Paşa, Bahattin Şakir, Nazmi Bey ve Cemal Azmi Bey bu grupta yer alır.
Cemal Azmi Bey, ailesi ile birlikte Berlin'e yerleşir. İttihatçı arkadaşlarıyla beraber görüşmelere devam eder. Küçük bir tütün dükkânı açarak geçimini sağlar. 1922'de Ermeni bir tetikçi tarafından Bahattin Şakir ile birlikte kurşunlanarak öldürülür. Mezarları Berlin Türk şehitliğindedir.
Cemal Azmi Bey, Berlin'de annesi Gülsüm Hanım, eşi Müzeyyen Hanım ve ikisi erkek biri kız olmak üzere üç çocuğu ile birlikte yaşıyordu. TBMM, çıkarttığı 24 Nisan
1340/1924 tarih ve 515 sayılı kanunla Cemal Azmi Bey'in eşi Müzeyyen Hanım'a, "hitemât-ı vataniye" tertibinden her yıl 15 lira ödenmesini kararlaştırmıştı. Ailesi ayrıca, 31 Mayıs 1926'da çıkarılan 882 sayılı "Ermeni suikast komiteleri tarafından şehit edilen veya bu uğurda suret-i muhtelite ile duçar-ı gadr olan ricalin ailelerine verilecek emlâk ve arazi hakkında" kanunun kapsamına dâhil edilmiştir.